4 Eylül 2010 Cumartesi

Fethulenstein

Sabahları hayal gücü farklı işliyor tabi.

Edward Cullen + Fethullah Gülen = Fethulenstein a.k.a. Fethullah Cullen :


Yazan çizen ortada sıçan: yaşar, ne yaşar ne yazar

Bir Nesile Aşılanan Subliminal Mesaj ve Bunun Türkiye Üzerindeki Etkisi

@ilgili video
"cartel bir numara en büyük
cehennemden çıkan çılgın türk"

Yukarda zamanında pek bir ünlü olan Cartel şarkısını ilk başta dinlediğimizde, rezillik açısından 90'larda çıkan diğer şarkılar arasından pek bir farkı yok gibi duruyor.* Lakin bu şarkı 95' senesinde çok tutulmuş olup, şu yıllarda bile şarkının sözlerini ezberden söyleyebilen insanlar mevcut.
Peki neydi bu şarkıyı diğerlerinden ayıran? Neydi bu kadar akılda kalıcı yapan?
Açıklayayım.
Çoğu insanın ezberinde olan şu dizelerde gençlerimize verilen Subliminal mesaj:
"cartel bir numara en büyük
cehennemden çıkan çılgın türk"


Hani nerdeymiş bu mesaj göremedim diyenler için, renklendirilmiş hali geliyor.

"cartel bir numara en büyük
cehennemden çıkan çılgın türk"
=
"Rte bir numara en büyük cehennemden çıkan çılgın Türk"


Evet, şaşırdınız değil mi? 95'te bu kadar popülerleşen bu şarkı sırasında rte İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıydı.
95 yılında 11 yaşında olan herkes, 2002 senesinde oy kullanabilir hale gelmiş olacaktı. Bilin bakalım 2002'de ne oldu?

Hayır Dünya Kupa'sı 3.'lüğü ile alakası yok.

Eurovision komple alakasız zaten.

Azra Akın mı ? Sen burayı okumasan da olur kardeş.

Evet, doğru bildiniz. AKP genel seçimleri kazandı.

*Bana göre rezildir sana göre değildir kardeş, ben burda Carteli veya 90'ların müziğini tartışmıyorum.

Yazan: yaşar ne yaşar ne yazar

Isır Beni Edward


Ne lan bu Edward Cullen sevgisi? İpneymiş zaten gitmeyin adamın üstüne.
ısır beni edward...
ısır beni bella...
ısır beni zararsız görünen seksi şeytan kadın...
ısır beni güven hoca...

yazan: starbucksa giren lenin

3 Eylül 2010 Cuma

Biri Beni Uyutsun

Bahçelerde Weird - Weird, koca kafalı Edweird

Yazan: yaşar ne yaşar ne yazar

400 MB'lık GTA 4 aranıyor. Müracaat: Enes Bilgin

usta: usta senin okula getirdiğin gta sa kaç mb tı?
cagatay: 400 mb
usta: hmm
cagatay: noldu napçan
usta: hiç usta gta 4 indircemde 400 mb falan olursa indircem
cagatay: ...
cagatay: oyun 4 dvd bişi zor olmasın
usta: olsun ustaaaaa ben bulurum ustaaaa

Yazan: starbucksa giren lenin

2 Eylül 2010 Perşembe

O değil de 700 yıl







Koskoca 700 yıl. Az değil yani iyi dayanmış Osmanlı İmparatorluğu. Hakkını vermek lazım.Gerçi son 3-4 yy pek iyi geçmemiş ama yükseliş döneminde "The Best Empires" listesine direk 2. sıradan girmek o yılları da kurtardı yani.



Neden 2. diye sorucak olucaksanız, Darth Vader'ın Galactic İmparatorluğunu geçmek bize nasip değilmiş. Vader'e de hakkını vermek lazım adam imparatorluğu şaha kaldırdı yani. 1. alabilene aşk olsun.




Gerçi tam olarak 700 yıl değil. Olsun.

O değil de 624 yıl.


Yazan: starbucksa giren lenin


Zeliha Teyze’nin Şoko Partiye Reçel Getirmesi


Zeliha Teyze’nin Şoko Partiye Reçel Getirmesi

 Zeliha Teyze mahallemizin dulu olup, hafta sonları düzenlediğimiz şoko partilere katılmakta ısrar etmekteydi. Biz de Deli Cafer, İsmail, Tayfur ve Şaşı ile anlaşıp bir gün onu da çağırmaya karar verdik. Şaşıların evde toplanmıştık. Annesi bize kek ve limonata ikram etti. Mamalarımızı yedikten sonra herkes çantasından Şokellasını çıkarttı ve birbirine sürmeye başladı. Bu sırada fark ettik ki İsmail'in üzeri kırmızı olmuştu. İşte o anda gerçeği anladık. Zeliha teyze vişne reçeli getirmişti. İşte o reçel o gün günümüze renk katan şey oldu. O günden sonra marmelat, ayva reçeli gibi bir çok şey denedik. Zeliha Teyze ufkumuzun açılmasını sağlamıştı.Teşekkürler Zeliha Teyze.

Yazan: Sabahtan Yatana Kadar Arayan Adam

Rusya Malezya olur mu?

@İlgili Haber

Laiklik elden gidiyor beyler, Rusya'ya şeriat geldi gelecek. Putin de kendisini ortodoksların papası ilan edip ortodokslar üzerinde egemenlik kurmaya çalışacak. Tüm bunların hepsi Evet dedikten sonra kendi etrafınızda 3 kere dönüp Ka-Ka-Kaka-lin-Ka-Ka-Ka dedikten sonra gerçekleşecek. Gerçekleştiğinden emin olmanız için dedikten 4 dk sonra Overlok Makinesini Ayağınıza Gelmesi gerekiyor eğer gelmediyse bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir. O yüzden hayır diyelim bence.

Bu saçma gönderime anlamlı bir şiirle veda etmek istiyorum:

Rusya, Malezya olur mu ?
issiz acun galir mi?
feleg ocun alir mi?
Putin sana bir koysam *
Malezya'dan duyulur mu?


*Şair burada, İngilizcedeki "Put in" fiiline gönderme yapmış.
Not: %100 100 face onaylı


Yazan: yaşar ne yaşar ne yazar

Türkiye'den neden filozof çıkmıyor ki?

Çünkü insanlar mesleklerini seçmeden önce düşünüyorlar.
Kim adam akıllı maaşı olmayan, sigortasız bir mesleği seçer ki?."abi ben profosyonel olarak filozofluk yapıyorum" diyince bir kere milletin senle o ortamda taşak geçeceği kesin.
Hem meslek sahibi kişi, yaşlı teyzeye mesleğini açıkladıktan sonra teyzelerin o kişiyi sinir edecek bu soru sormaları gerek. Doğanın klişesi bu.
Mesela iktisatçılara "Ne olacak bu memlektin hali" demek gibi, veya
Dalgıçlara "Çişin gelince ne yapıyorsun?" diye sormak gibi.
Ama filozofa böyle bir şey soramazsınız.
Filozofa en fazla ilkokul olayını aşamamış biri "Seni benden başka siken var mı abi hehehe." veya yaşlı amcalar, "iyi kazandırıyor mu bari?" diye sorarlar.
Bu adamlarda bu sorulara cevap veremez.
Öyle kalırlar abi. Ben kendim mesela dün filozof olmaya karar vermiştim, biraz düşündükten bu sorulara cevap veremeyeceğimi anlayıp vazgeçtim. Dün dediğime bakmayın aslında yaklaşık bir ay oldu.
Şimdi mesela deli danalar gibi test çözüp ÖSS'yi kazandıktan sonra ne bileyim bir mühendis olacağım, efendime söyleyim iktisatçı olacağım ki yaşlı teyzeler, yaşlı dayılarının karşısına çıkıp
"Final'la hazırlandım, kazandım, sorun sorularınızı hepsini bilecem birinci olacam, sen! yes mi no mu yes mi no mu hoop, bilemedin ben kazandım. bu yüzden benden daha az para kazanıyorsun cahil köylü yaşlı amca" diyebileyim.
Bunu diyemediğim düşünsenize bir, tüm hayatım mutsuz geçecekti.
Çünkü adam gibi bir yeri kazanamadığım için, daha az maaş alacaktım.
Daha az maaş, daha düşük ekranlı TV demek.
Ufkumu açan dizileri küçük ekranla izleyeceğime ölürüm daha iyi.
Sabahları Starbucks'a uğrayıp, kahvemi içemeyecektim, onun yerine bol demli çay içecektim.
Anlatırken ellerim titriyor vallahi bak.
Bilgisayar ve telefonum son model olamayacaktı. "O TLFN 100'DE YÜZ FEYSLE COMPATIBLE TMAM MI ?" diyemeyecektim.
Mobilyalarını IKEA'dan aldığım salonumda, yemeksepetin.com'dan sipariş ettiğim yiyecekleri yerken, büyük ekran FULL SUPER HYPER MEGA ULTRASONIC HD ekran televizyonumda, Fight Club'ı izlediğimde,
"Hacı güzel film ama eleştirdiği sistemin içinde kalıyor yeaa" diye herkesle ağız birliği edip eleştiremeyecektim.
Eleştiremeyecektim anlıyor musun beni?
Diğer her şeyi eleştirdiğim zannetmem gibi, eleştirirmiş gibi yapıp kendimi kandırmayacaktım.
Sorular sorabiliyorum nasıl olsa doğru cevapları öğrenmekten korkuyorum deyip,
Yumuşacık yatağımda cnbc-e izlerken uyuya kalamayacaktım.
Bunlar çok önemli şeyler tabi. Onlarsız hayat, hayat değil, orası kesin.
İşte bu yüzden filozof çıkmıyor Türkiye'den.

Yazan: yaşar ne yaşar ne yazar

1 Eylül 2010 Çarşamba

Origins of Apaches

İrmik ve Vakum Hakkında Kısa Bir Anı



Geçen gün annem beni markete yolladı. İrmik al dedi. Fütursuzca bisikletime atlayıp markete gittim. Neden bilmem ama irmiğin olduğu reyona giderken ekonomik, kaliteli ve iyi bir alışveriş yapacağıma dair kendime söz vermiştim. Çok kararlıydım. Reyona geldiğimde 2 farklı markada irmik vardı. Öncelikle markaları inceledim. İkisi de birbirine yakındı. Yani marka kısmını kafamda elemiştim. Sıra ücrete gelmişken fark ettim ki bunlardan birisinin ambalajı vakumlanmış diğeri vakumlanmamıştı. Vakumlanmışı elime aldığımda tarif edilemez bir duygu içimi kapladı. Vakumlanmış paketin keskin hatları ve irmiğin pütürlülüğü beni adeta büyülemişti. Ama bir sorun vardı. Vakumlanmış 5 kr daha pahalıydı. Kararlıydım. Hesaplı bir alışveriş yapacaktım. Büyük bir üzüntüyle elim vakumlanmamış irmiğe giderken birden üst rafta gözüme bir şey çarptı. Evet! Orada farklı bir markada üstelik vakumlanmış bir irmik daha vardı. Gözüm yavaşça fiyatına doğru gitti. Evet, bir zafer daha kazanmıştım. Vakumlanmamış irmikle aynı fiyattaydı. Üstelik gramajı da aynıydı. Gururla yürüyerek kasaya gittim. Ödedim. Eve döndüm ve anneme “Bak, vakumlanmış irmik aldım. Üstelik daha ucuzdu” dedim. Annem aldırmamış olacak ki “Hı hı çok güzel” dedi. Onun o vakumlanmış ambalaja hayran kalmadığını görmek beni çok şaşırtmıştı. Vakumlandığından mı yoksa markasından mı bilmem ama helva çok güzel olmuştu.


Yazan: Shaggy Ölmüş Beyler

Paralel Evrenler ve Vapurlar Hakkında

Geçenlerde babam gelip kendine iPhone almak istediğini söyledi.
Kaç lira filan sen bilirsin diye sordu.
Ben de geçiştirmek için "Pahalı Türkiye'de" dedim.
O da durur mu yapıştırdı cevabı : "Kuzenlerin yurtdışında onlara sipariş ederiz biri getirir" dedi.
Bende boş yere para harcamasını istemeyerek "iPhone o kadar iyi değil yea, verdiğin paraya değmez" dedim.
"Tamam", dedi.
Gittim ve ,
düşünmeye başladım.
Paralel Evrenler ve Vapurlar hakkında.
Normalde benim bir şeyler istemem onun reddetmesi gerekiyordu.
Doğanın akışına aykırıydı tüm bu olanlar.
Cesaretimi toplayıp gidip sordum babama:
"Alacak mısın iPhone?"
"Hayır" dedi.
Rahatlamıştım. Gittim yattım.

Yazan: yaşar ne yaşar ne yazar

Dedeler Fikrinin Çıkış Noktası ve Hollanda Arması



Yukarda gördüğünüz resim, Hollanda Kraliyet ailesi tarafından günümüzde Kraliyet Arması olarak kullanılmaktadır.

İlk başta normal bir arma gibi gözüken bu resimin içinde "Dedeler" fikrinin temelini atmış binlerce detay mevcuttur.

Aşağıda günümüz dedelerinin bir fotoğrafını görmektesiniz.



Dikkatli baktığımızda günümüz dedeleriyle, Hollanda Arması arasındaki ilişkiyi rahatlıkla görebiliriz.

İşte o ilişkiler :

*Aslanların penisi gözüküyor. Bu da birbirleriyle cinsel ilişkiye girdiklerinin bir kanıtı.
*Aslanların formasyonu Dedelerle aynı. Soldaki dedeyle ortadaki dede birbirine dönmüş. En sağdaki dedede ortadaki dedeyi hedef almış. Tıpkı armadaki aslanlar gibi.
*Hollanda armasının üst kısmında perde var. Benzer bir perdeyi Dedelerde duş perdesi olarak görüyoruz.
*Armada beyaz fonun üzerinde küçük tanecikler var. Bunun dedelerdeki karşılığı ise banyo ve su tanecikleri.
*Armadaki mavi tonları ise Dedelerdeki duş alma eylemini temsil etmekte.

1900'lü yılların başlarında Hollanda Kraliyet Ailesine sızan dedeler, günümüzde kendilerine güçlü bir Amerikan lobisi edinmişlerdir.

İşte o lobi:
George W. Bush, dedelik akımının Amerika kanadının büyük öncülerindendir.



Yazan: yaşar ne yaşar ne yazar


31 Ağustos 2010 Salı

Serdar Ortaç'ın Poşete Yazık Şarkısındaki Mantık Hatası

Serdar Ortaç'ın "poşete yazık" adlı eserinde bahsedilen birisi var. Serdar abimiz bu kişiden yaka silkmiş
olacak ki onu alçaltacak sözler sarfetmiş. Şarkısına bakacak olursak;

Seni çöpe atacağım poşete yazık

Bir sigara yakacağım ateşe yazık,

demiş. İlk cümleyi herkes anlamıştır eminim. Bu cümlede çöpe atılacak olan kişiyi o kadar alçaltmış ki
poşete yazık demiş. Ama ikinci cümleye bakacak olursak buradaki nesnelerden biri sigara diğeri ise ateş.
Ama bahsedilen kişi yok! İşte burada inanılmaz bir mantık hatası var. Yani ne ateşe yazık, ne sigaraya.
Benim dert yandığım nokta budur.

Gelecek yazımda sizlere Tarkan'ın "olsun be güzelim" adlı eserindeki inanılmaz mantık hatasını
aktaracağım. Sevgilerimle.

Yazan: Shaggy Ölmüş Beyler

Twitter gibi Blog Kullanmak

Bak, inanır mısın akşamdan beri Chopin dinleye dinleye üzüntüden karnım acıktı. Bir entelim bir entel sormayın monşerim, kuşlar ötüyor filan ama biliyorum yeni bir günde daha doğal düşmanlarıyla mücadele edecekleri için ağıt yakıyorlar. Yalnız bu arada harbiden karnım acıktı. Buzdolabında da doğru dürüst yiyecek kalmamış. Nerde benim Benelux Usulü pişirilmiş Portakallı Ördeğim? NERDE?


- Twitter gibi de olmadı ki bu, iyice garip saçma sapan bir şey oldu lan.

Yazan: yaşar ne yaşar ne yazar

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Dedeler, Spagetti, Çaydanlık, Minibüs ve Ateizmin üzerine

Bir gün ateist minibüste oturup evine giderken, minibüse dedenin biri binmiş. Her yer dolu olduğundan gözüne bir tane genç kestirip hemen yanında beklemeye başlamış.
Lakin ateistin sikinde olmamakla beraber utanmadan kulaklığıyla müzik dinliyormuş.
Yaşlı dede yılların verdiği bilgelikle:
-Sen üniversiteli talebe misin, demiş.
Ateist de amerikan ergenlerinden "whatever" tavrıyla:
-Evet demiş ateist.
Dede de görgü tanığını sorgulayan avukat edasıyla:
-O zaman senin okumanda vardır demiş.
Ateist de "evet amca tabii ki var" demiş.
O zaman burda ne yazıyor okuyabilirsin demiş ve parmağıyla yaşlılara ve hamilelere yer verin yazısını göstermiş, dede.
Bizim ateist de durur mu ? Yapıştırmış cevabı:
-O yazıdaki yaşlılar ve hamileler yerine uçan spagetti canavarı ve çaydanlık da yerleştirebiliriz. Bu yazı yaşlılar ve hamilelerin varlığını kanıtlayabildiği uçan spaggetti canavarı ve çaydanlığın da varlığını kanıtlayabilir demiş.

Yazan: yaşar ne yaşar ne yazar

Alptuğ Reyiz

Tanrının oğlu gibi bir şey. Yüce Gangsta'nın kardeşi.

29 Ağustos 2010 Pazar

Bir Gencin İbretlik Sonu ve Geçişli - Geçişsiz çılgın fiiller

cagatay:
 *geçiştirme lafları hakkında
 *yaz
 *hı hı
 *tamam gibi

Lejyoner:
 *hmm
cagatay:
 *hmm mesela
 *hı hı
 *heee
 *hadi canım

Lejyoner:
 *o değil de
cagatay:
 *siktir pezevenk
Lejyoner:
 *oha
 *o zaman
 *şöyle bir şey yapalım
 *ben bir şeyler diyim sana
 *sende bu lafları geçiştir
 *o diyoloğu da yazalım

cagatay:
 *tmm
Lejyoner:
 *başlıyorum
cagatay:
 *hıhı
Lejyoner:
 *mesela bir diyolog yazalım
cagatay:
 *hee
Lejyoner:
 *ibne misin
cagatay:
 *hı hı
Lejyoner:
 *lol'D
 *yazıyorum bunu.

cagatay:
 *hadi canım
Lejyoner:
 *bitti lan tamam.
 *gerek yok.

cagatay:
 *tamm
 *okk
 *bb
 *okie dokie